Necla DALAN
Bugün Dünya Kadın Mühendisler Günü… İlk kez 2014 yılında İngiltere’deki Kadın Mühendisler Cemiyeti’nin (Women’s Engineering Society-WES) 95’inci kuruluş yıldönümünde Ulusal Kadın Mühendisler Günü olarak kutlandıktan sonra tüm dünyaya yayılan ve 2016 yılı itibariyle UNESCO himayesinde kutlanmaya başlanan Dünya Kadın Mühendisler Günü, kadınların küresel çapta mühendislik, fen teknoloji ve matematik alanlarında eğitim almalarını ve bu alanlarda çalışmalarını teşvik etmek amacıyla kutlanıyor.
Türkiye’de kadın mühendisler denildiğinde akla gelen ilk isim Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir.
Enerjiden teknolojiye, turizmden inşaat-altyapıya, çimentoya çok farklı sektörlerde, 14 ülkede 50 binden fazla çalışanı olan Limak Holding’i yöneten Özdemir, Türkiye’nin Mühendis Kızları projesiyle çok önemli işler yaptı. 2023 yılı başında hedef yükseltti ve Global Engineer Girls markasıyla projeyi küresele taşıdı.Kendisi de inşaat mühendisi olan Özdemir ile bu özel günde mesleğini, hedeflerini ve mühendis kızlarla ilgili projelerini konuştuk.
AMERİKA’DAN DÖNÜNCE EVE UĞRAMADAN LİMAK’TA ÇALIŞMAYA BAŞLADI
Ebru Özdemir için mühendislik okumak çok zor olmamış çünkü kendi deyimiyli mühendislik onun için “aile mesleği” niteliğindeydi. Annesi Gülseren Özdemir, babası Nihat Özdemir, amcaları, babasının ortağı Sezai Bacaksız yani herkes mühendis olunca bu alanı seçmesi çok sürpriz olmamış.
Özdemir, Boğaziçi Üniversitesi inşaat mühendisliği lisans eğitiminin ardından, ABD’de Fordham Üniversitesi’nde işletme ve finans üzerine MBA eğitimini tamamlamış. 1997 yılında Amerika’dan döner dönmez, eve bile uğramadan Limak’ta çalışmaya başlamış. Hemen hemen tüm birimlerde çalışmış. Tüm şantiyelere gitmiş.
“BABAM HER GÖRDÜĞÜ KİŞİYİ MÜHENDİS YAPMAK İSTER”
“Yüzlerce, binlerce mühendisle büyüdüm. Dolayısıyla benim için üniversite tercihimi yapmak çok zor olmadı” diyen Özdemir, Bizim için mühendislik bir aile geleneği, aile mesleği. Babam hâlâ her gördüğü kişiyi mühendis yapmaya çalışır. ‘Önce mühendis ol, sonra istediğini okursun’ der. Çoğunluğu mühendis olan bir ailede büyümenin tabii sizin hayatınıza kattığı bazı farklılıklar oluyor. Örneğin yaz tatillerini şantiyelerde geçiriyorsunuz. Ama çocukluğumdan bu yana hep bir şeyler üretmek, hep yeni bir şeyler yaratmanın peşinde koştum. O yüzden mühendislik benim için tam oldu diyebilirim. Mühendislik benim yaşam tarzım” ifadelerini kullanıyor.
ROL MODELİ MÜHENDİS ANNESİ GÜLSEREN ÖZDEMİR
Ebru Özdemir, hayattaki rol modellerinin annesi Gülseren Özdemir ve babası Nihat Özdemir olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Kendisi de bir eğitimci olan annem, benim ilk öğretmenim, rol modelimdi. Bugünkü Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde kendi döneminin sayılı kadın öğrencilerinden biri olarak mühendislik eğitimi alıyor. Yüksek lisansını ise Ege Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde tamamladıktan sonra aynı bölümde asistan olarak akademik kariyerine başlıyor. Sonra yıllarca öğretim üyeliği yapıyor ve pek çok öğrencinin yetişmesine olanak sağlıyor. Ondan çok şey öğrendim. Benim bu mesleği seçmemde büyük rolü vardır.”
Özdemir’e ikinci kuşak mühendislerden biri olarak şirketteki birinci nesil mühendisleri karşılaştırmasını sorunca şu cevabı veriyor: “Biz temelleri çok sağlam bir şirketiz. Kurucularımızın Limak’ı kurarken duyduğu heyecanı, yeni nesil temsilciler olarak yaşamaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Elbette onların iş yapış tarzı ve bizim iş yapış tarzımız farklı. Bu bir bayrak yarışı. Her koşucunun kendine has bir tarzı, stili var. Ama bize çok büyük ve önemli bir miras bıraktılar. Onu kendi tarzımızla yorumluyoruz.
Yeni nesil olarak bizler küresele, küresel iş dünyasına, küresel iş dünyasının iş yapış tarzına çok daha yakınız. Bu sebeple, işimiz mühendislikte kurumsallaşmaya, dijital dönüşüme, sürdürülebilirliğe, sosyal yatırımlara önem veriyoruz. Kurucularımızdan öğrendiklerimizi, yeni döneme adapte ediyoruz. Bu bir yolculuk; zor, heyecanlı, öğretici… Bir yandan kendi işlerimizi yaparken, bir yandan Limak’ı bu yolculukla birlikte dönüştürme çabası içerisindeyiz.”
“MÜHENDİSLİK DEMEK VERİMLİLİK DEMEK”
Ebru Özdemir, mühendisliğin iş dışında kendisine nasıl faydalı olduğunu ise şöyle anlatıyor:
“Bence mühendislik demek, verimlilik demek. Bir mühendis herşeyi ‘verimli’ kullanmalı. Özellikle de zamanı. En değerli olan o. Neden? Çünkü sınırlı ve kısıtlı. Herkesin ama özellikle de mühendislerin zamanı verimli kullanması lazım. Sanıyorum mühendisliğin bana en önemli katkısı bu oldu. Zamanı, kaynakları verimli kullanmayı öğrendim. Bir diğeri analitik düşünme diyebilirim. Ezberciliğin aksine analitik düşünme ile bir problemi alt bileşenlerine ayırabilir, bu bileşenler ayrı ayrı inceleyebilir ve değerlendirebilirsiniz. Bu sayede problemin ana sebebine ulaşma ihtimali ve kesin çözüm üretebilme şansınız artmış olur. Mühendislik ile bu düşünme tarzını kavramak çok daha kolay oluyor. Ve kariyerinizde bunu tüm alanlara uygulayabiliyorsunuz.”
Ebru Özdemir’e gözbebeği olan Limak Vakfı çatısı altında Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya ve kadın mühendislere daha fazla fırsat yaratmaya odaklanan Türkiye’nin Mühendis Kızları’nı ve küresele dönüşen yolculuğunu da soruyorum. Türkiye’nin Mühendis Kızları’nı Limak’ın ‘amiral gemisi’ olarak nitelendiriyor ve şöyle devam ediyor:
40 ÖĞRENCİ İLE BAŞLADI 1000’İN ÜZERİNE ÇIKTI
“Türkiye’nin Mühendis Kızları ile daha fazla genç kadının mühendislik alanına girmesi ve mühendisliği bir kariyer yolu olarak seçmesi için çalışıyoruz. Bizlerin amacı, sadece teknik olarak donanımlı genç kadın mühendisleri yetiştirmek değil. Proje ile yarının lider, sorumlu, duyarlı, girişimci ve iyi insanlarını yetiştirmeyi hedefliyoruz. Dokunulmamış insan gücüne dokunmaya, onu uyandırmaya ve ‘yeni ekonomiye’ kazandırmaya çalışıyoruz. Projede neredeyse 10 yılı geride bıraktık. İlk sene 40 öğrenci ile başlamıştık. Bugün 1.000’in üzerinde öğrenciye ulaştık. Destek olduğumuz yüzlerce kızımız mezun oldu ve ilk işlerine adım attı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı, WTech Kadın Platformu, Koçluk Derneği ortaklarımızdan. Programın içeriği çok çeşitli. Bu sebeple ben bu projeyi sadece bir burs programı olarak görmüyorum. Program, bir burs programının çok daha ötesinde. Sertifika programı, teknik konularda eğitimler, ingilizce dil eğitimi, mentör görüşmeleri, koç görüşmeleri, rol model buluşmaları ve zorunlu bir sosyal sorumluluk programı, öğrencilerimize sunduğumuz imkanlar. Ayrıca mühendisler için staj çok önemli. Onlara staj bulmaları konusunda yardımcı oluyoruz. Eğitimlerini tamamlayıp, mezun olduklarında ise, kariyerlerinin ilk adımlarında yine onlara elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz.”
KUVEYT, KOSOVA, KUZEY MAKEDONYA VE SUUDİ ARABİSTAN EKLENDİ
Ebru Özdemir, küresel yolculukları hakkında da şu bilgileri veriyor: “2023 yılı başında Global Engineer Girls markasıyla projeyi küresele taşıdık. Kuveyt zaten vardı. Kosovo ve Kuzey Makedonya’yı ekledik. Ardından Suudi Arabistan’ı projeye dahil ettik. Suudi Arabistan’da Princess Noura Universitesi ile ortak yapıyoruz. 60 binden fazla kadın öğrencinin okuduğu, dünyanın en büyük kadın üniversitesi. Ayrıca Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı bir diğer ortak kuruluşumuz. Kamunun desteğiyle bu işleri gerçekleştirmek çok önemli. İlk aşamada 13 kız öğrenci ile başladık. Hepsi mühendisliğin farklı branşlarında eğitim görüyorlar. İleriki yıllarda bu sayı artacak.
Biz iş yaptığımız coğrafyalara bu deneyimimizi götürmek istiyoruz. İspanya’ya, Birleşik Arap Emirlikleri’ne… Yeni coğrafyalar için, yeni ortaklıklar için görüşmelerimiz sürüyor.
Türkiye’nin Mühendis Kızları beni hep heyecanlandırdı. Şimdi GEG daha çok heyecanlandırıyor. Türkiye’den çıkmış bir örneği, bir iyi örneği yurt dışına vermiş oluyoruz. Deneyimlerimizi ve öğrendiklerimizi yurtdışına taşıyoruz. Hedef farklı coğrafyalara ulaşmak ve deneyimimizi, tecrübemizi bu ülkelerle paylaşmak. Kız kardeşlik… Kız kardeşlik çemberi… Bu çemberi büyütmek.”
Özdemir’e son olarak kadın mühendislere yönelik önyargıları, karşılaştığı zorlukları ve mühendis kadınlara mesajını soruyorum. Şu değerlendirmeyi yapıyor:
FIRSAT VE RİSKLERİ İYİ ANALİZ EDİN, DAİMA PLANLI OLUN”
“Sahada kadın bir mühendis, şirkette ise kadın bir yönetici olarak en zoru, ön yargılarla mücadele etmek. ‘Kadından mühendis olmaz’, ‘İş hayatı zordur, kadınlar yapamaz’ gibi kalıplarla mücadele etmek en zor olanı. Bu algıyı kökten değiştirirsek, kadınların iş dünyasında, özellikle de mühendislik alanlarında hak ettikleri noktaya gelebileceklerine inanıyorum. Biz Limak’ta bu algıyı değiştirmeye başardık. Ancak hedefimiz sadece kendi şirketimizle sınırlı kalmamak. Önce Türkiye’de, sonra dünyada bu algının değişmesi için çalışmak.
Kadın olarak mühendislik alanında çalışmanın zorlukları malum ama kadınların çok yönlü düşünme ve güçlü iletişim becerisi, detaylara önem vermesi, aynı anda farklı konulara organize olabilme yeteneklerinin de mesleklerinde büyük avantaj olduğunu unutmamak gerekiyor. Güncel gelişmeleri, yenilikleri yakından takip ederek; sürekli kendini ve işini geliştirmeye odaklı çalışma ise başarılı bir iş yaşamının olmazsa olmazı. Karşılarına çıkan fırsat ve riskleri iyi analiz ederek, daima planlı bir şekilde hareket etmeleri de bir diğer önemli nokta.”
patronlardunyasi.com