LEFKOŞA – Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ‘İsraillilere saldırı planlayan İranlıların gözaltına alındığı’ iddiası, gündemdeki yerini koruyor. İsrailli ve Rum kaynaklar, Yahudilere yönelik ‘güvenlik tehlikesinin’ arttığını söylerken, Kuzey Kıbrıs söz konusu iddiaları yalanladı.
‘KUZEY KIBRIS TERÖR AMAÇLARI İÇİN KULLANILIYOR’
Geçtiğimiz ay Kıbrıs’ın güneyinde gözaltına alınan iki İran vatandaşının, Devrim Muhafızları ile bağlantılı oldukları ve İsraillilere saldırı planlandıkları ileri sürülmüştü. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisi ise, “İran, Türkiye’nin kontrolündeki Kuzey Kıbrıs’ı hem terörizm amaçları doğrultusunda hem de operasyonel bir geçiş alanı olarak kullanıyor” açıklamasını yayınlamıştı.
İsrail ayrıca, bu iki kişinin Kıbrıs’ta yaşayan Yahudiler hakkında ‘istihbarat topladığı’ konusunda da ısrarcı. Gözaltına alınan İranlıların sınırdışı işlemlerinin de başlatıldığı belirtiliyor. İsrail basını, şüphelilerden birinin ‘Saeed Abadi’ olarak da bilinen Mohammad Reza Abadi Arabolah adında bir İran vatandaşı olduğunu öne sürüyor. İsrail basınına göre, söz konusu kişi ‘tanınan bir İran casusu’.
‘SÜRECİ TAKİP EDİYORUZ’
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar geçtiğimiz saatlerde, İsrail ve Kıbrıs Cumhuriyeti kaynakları iddialar ile ilgili kısa bir açıklama yaptı. Konuya ilişkin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü aktaran Tatar, “Olayları yakından izliyoruz. KKTC devleti kendi topraklarında terör eylemlerine asla müsaade etmez. Hassasiyetle süreci takipteyiz” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Kıbrıs genelinde yaklaşık 15 bin Yahudinin yaşadığını söyleyen bir güvenlik kaynağı, bazılarının aileleri ile Kuzey Kıbrıs’a yerleşmeyi seçtiğini dile getirdi. Kıbrıs’ta yaşayan Yahudiler için güvenlik önlemlerinin en üst seviyeye çıkarıldığını aktaran güvenlik kaynağı, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin etkin kontrolü altındaki topraklar ile İngiliz üsleri bölgesinde konu hakkında bir hassasiyet söz konusu” dedi ve şöyle devam etti:
“Güvenlik konularında Kıbrıs’ta iki taraf arasındaki diyalog sınırlı. Diğer yandan adanın kuzeyine yönelik kontrolsüz bir nüfus akımı, insan aktarımı söz konusu. Bu yetmezmiş gibi Türkiye ile İsrail arasında yaşanan bir restleşme de var. Dahası, İsrailli muhataplar İranlı ajanların Kuzey Kıbrıs ile Ankara’da bazı hassas noktalara sızmış olabileceği iddiası üzerinde duruyor.”